Vatan Partisi Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemizin her şeyden önce kadını korumak için atılmış bir adım olduğunu söyledi, ‘Sözleşmeden çekilmek, LGBT dayatmasına dur demektir.’ Dedi
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun (DİDDK) kararıyla kesinleşti. Sözleşmeden çekilmeye ilişkin Cumhurbaşkanı kararnamesinin iptal istemini reddeden Danıştay 10. Dairesi’nin kararı, Kurul tarafından oy çokluğuyla onandı.
Vatan Partisi Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının TBMM’de alınması için çağrılar yaptıklarını anımsattı ve “Sözleşmeden çıkmak doğrudur, çekilme iradesi ise Meclis tarafından ortaya konulmalıydı.” dedi.
‘ŞİDDETİ ENGELLEME İHTİMALİ SIFIRDIR’
Ayvalı, konuyu Aydınlık’a değerlendirirken şöyle konuştu: “Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden kesin olarak çekilmiştir. İdeolojik bir metin olan İstanbul Sözleşmesinden çıkmamız ülkemiz ve kadınımız yararınadır. Çünkü İstanbul Sözleşmesi ile kadına şiddet gerçeği kullanılarak LGBT dayatması yapılmakta ve bizim gibi ülkelere yoz bir kültür ihraç edilmektedir. Ve bu kültür; kadını yükselten değil değersizleştiren bir kültürdür. Kadına şiddeti engelleme ihtimali sıfırdır. Zaten dikkat ediniz, Sözleşmenin getirdiği toplumsal cinsiyet ideolojisi dilde bile kadın-erkek eşitliğini silme noktasına gelmiştir.”
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemizin her şeyden önce kadını korumak için atılmış bir adım olduğunu ve kadına yönelik şiddete karşı mücadeleyi güçlendireceğini vurgulayan Ayvalı, “Sözleşmeden çekilmek, Batı ülkelerinin bile isyan etmeye başladığı LGBT dayatmasına dur demektir. Cumhuriyet Devrimi kazanımlarına ve çağdaş Türkiye’ye sahip çıkmanın ön koşuludur.” dedi.
‘KADINLARI ÇARESİZLİĞE İTİYORLAR’
Meltem Ayvalı, yeniden başlatılan “sözleşmeden çekildik kadına şiddet arttı” kampanyasını değerlendirirken “Ülkemizde kadın sorununu kullanarak yargıyı hedef alan, devlete düşmanlık eden, yıkıcı eylemlere kalkışan çok sayıda örgüt var. Bu örgütler, yaydıkları yanlış bilgi ve fikirlerle şiddet mağduru kadınları da devlete güvenmeyerek adım atmamaya yani çaresizliğe itiyor.” ifadesini kullandı.
Söz konusu kampanyada kullanılan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerinin güvenilir olmadığına dikkat çeken Ayvalı, maktulü kadın olan her cinayeti yani cinsiyet temelli olmayan şiddeti de kadın cinayeti sayma eğiliminde olduklarını belirti. Ayvalı “Ne yazık ki medya bu verileri araştırmadan kullanıyor. Resmi kaynaklara güvenilmeli. İçişleri Bakanlığı’nın cinayet oranını düşük göstermeye çalıştığı iddiası da akla uygun görünmüyor. Bakanlığın verileri incelenirse, istatistiklerde artışın da azalışın da yıl yıl verildiği görülecektir..” dedi.
‘YALNIZCA HUKUKİ TEDBİRLERLE ÇÖZÜLEMEZ’
Vatan Partisi Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmakla iç hukukumuzda herhangi bir değişiklik olmadığını vurguladı ve şöyle sürdürdü: “6284 Sayılı Kanun olduğu gibi duruyor. Ceza Kanunu yerinde duruyor. Medeni Kanunumuz var, başkaca kanunlarımızda kadınla ilgili düzenlemeler var. Anayasamız eşitlik ilkesine dayanıyor. Bu durumda İstanbul Sözleşmesi’nden çıktığımız için kadına şiddetin arttığını iddia etmek apaçık kandırmacadır. Sözleşmeye geri dönmemiz için kamuoyu imal edilmeye çalışılmakta ve Türkiye kadın düşmanı bir ülke olarak Batı’ya şikayet edilmektedir. Fakat bu çarpıtmaların en büyük zararı, ‘cezasızlık’ algısı yaratılarak kadınları korkutmak ve failleri cesaretlendirmektir. Bu algıyı yaratanlar sözde kadın adına hareket edenlerdir!
“Hangi verilere bakarsak bakalım, kadına şiddet sorununun yalnızca hukuki tedbirlerle çözülemeyeceği sonucuna ulaşırız. Kayda değer bir azalma görülmemesinin sebebi budur. Kadına şiddeti engellemek için üretim, eğitim, toplumsal dönüşüm gibi konuları tartışmak zorundayız.”
‘VATAN PARTİSİ’NİN BAŞARISI’
“İstanbul Sözleşmesi 2011 yılında imzalanmış, 2012’de TBMM’de oy birliğiyle kabul edilmişti. Ak Parti, MHP, CHP ve PKK’nın partisi İstanbul Sözleşmesi’ni kabul etti. Vatan Partisi ilk günden bu yana İstanbul Sözleşmesi’nin zararlarını milletimize anlattı. Bugün, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkması Vatan Partisi’nin başarısıdır. Ak Parti içinde hâlâ kafa karışıklıkları olduğunu görüyoruz. Sözleşmenin toplumsal gerginliklere yol açtığını söyleyen geniş bir yönetici kesimi var, yani metnin özüne itiraz etmiyorlar. Hatta Aile Bakanı Sayın Derya Yanık bile İstanbul Sözleşmesi konusunda hukukun yanlış yorumlanmasından duyduğu üzüntüyü dile getiriyor. CHP ve İyi Parti ise foncu ve bölücü feminist derneklerin peşine takılarak İstanbul Sözleşmesi’ni savunuyor, iktidarlarında yapacakları ilk işin Sözleşmeyi 24 saat içinde getirmek olduğunu söylüyorlar, dikkat edilirse kadına şiddetle mücadelede programları yok. Altılı masa bileşeni Saadet Partisi ise Sözleşmeye karşı olduğunu söylese bile masadaki varlığını koruyor, yani Sözleşmenin geri getirilmesi için oy topluyor. Yalnızca Vatan Partisi cesur ve doğru tavır alıyor.
“Şunu da belirtmeliyiz ki; İstanbul Sözleşmesi feministlerin sahip çıktığı bir sözleşmedir ancak kadınlar sözleşmeye sahip çıkıyor algısı çok yanlıştır. Atatürk Devrimleri yolunda ilerleyen kadınlar, örneğin Cumhuriyet Kadınları Derneği İstanbul Sözleşmesi’nin karşısındadır. Ve bugün kadın hareketine önderlik edenler milli, devrimci kadın örgütleridir.”