16 Ağustos 1838 Balta Limanı Anlaşmasıyla Osmanlı İmparatorluğu başta İngiltere olmak üzere Avrupa sanayi ürünlerinin açık pazarı haline gelmiştir. Küçük üretime dayalı sanayi oldukça zor duruma düşmüştür.
1907 yılında Kütahya’da ve Uşak’ta el emeği ile halı dokuyarak geçimlerini sağlayan köylü zor durumda kalmıştır.
Ünü ülke sınırlarını aşan Uşak, Kula, Gördes ve Demirci halıları yabancı sermayenin iştahını kabartmış, bu halıları dünyaya pazarlayan 6 firma birleşerek (tekelleşerek) OCM adıyla bu şehirlerde17 halı fabrikası açmıştır. OCM (The Oriental Carpet Manüfacturers) Anadolu halıcılığında 1908’den Birinci Dünya Savaşına kadar olan dönemde halı üretiminde kullanılan hammaddeleri hegemonyasına almış halıcılıkta tekel olmuştur.
Fabrikalar kimyasal boyama ile halı ipliğini çok kısa zamanda ve ucuza üreterek ipliğini kök boya ile üreten köylüye büyük bir darbe indirmiştir. Böylece en önemli gelir kaynağı olan elle yün temizleme, yün eğirme ve boyama yapan on binlerce köylü kadının işleri ellerinden alınmıştır.
Uşak’ta Cuma günleri kurulan iplik pazarında köylülerin ürettikleri iplikler satılamıyordu. Çünkü fabrika halı ipliğine göre çıkrıkla üretilen ipler pahalıya mal oluyordu ve talep her geçen gün azalıyordu.
1907 yılı başlarında yabancı sermaye ile kurulmuş şirketlerin fabrikalarında üretilen halı ipliği, köylünün ürettiği iplik fiyatının çok altında alıcı buluyordu. İşsiz kalan ve gittikçe yoksullaşan 1500 köylü kadın çocuklarıyla birlikte 13 Mart 1908’de Uşak merkez ve çevre köylerden harekete geçerek çıkrık ve ellerindeki kirmanları sanki pankart taşırcasına yürüyüşe geçerek, sermayesi İngilizler tarafından sağlanan Tiridoğlu, Yılancıoğlu ve Bacakoğlu halı fabrikalarını basarak makinalarını kırmışlardır.
Olaylar üç gün sürmüş şehre yeni atanmış olan Kaymakam İshak Tevfik Bey isyanı bastırmak için 14 köylü kadını tutuklattırmıştır. Olaylar sırasında kolluk güçlerinin köylüye müsamaha gösterdikleri gözlenmiştir. Her nekadar İshak Tevfik Bey kadınların tutuklanması emrini vermiş olsa dahi kolluk kuvvetlerinin köylüden yana tavır almasında rolü olmuştur. Kendisinin Jön Türklerle olan ilişkisi biliniyordu. Uşak halkı kurtarabildikleri makine parçalarını korumaya çalışan fabrika sahiplerine engel olarak kadınların haklı isyanına destek olmuşlardır.
Köylü kadınlar bu kez tutuklanan arkadaşlarının serbest bırakılması için Kaymakamlığa yürümüşlerdir. Olayların daha da büyüyeceğini fark eden Kaymakam İshak Tevfik Bey tutuklu kadınları serbest bırakmak zorunda kalmıştır.
Fabrikaların tahrip edilmesi ve makinaların kırılmasından çok zarar gören yabancı şirketler Osmanlı sarayına şikâyette bulunmuşlardır. İsyanın soruşturması için Anadolu Valisi Ahmet İzzet Paşa görevlendirilmiştir. Ahmet İzzet Paşa Bursa’dan isyanın soruşturulması için Müfettiş Daniş Bey’i Uşak’a göndermiştir.
Daniş Bey, köylü kadınlarla fabrika sahiplerini bir araya getirmiş uzun çabalar sonunda barıştırmıştır. Ancak Osmanlı devleti olaylar yatışsa bile fabrikalar açılırsa halkın tekrar ayaklanacağı endişesiyle fabrikaların yeniden açılmasını 10 yıl geciktirmiştir. Uşaklı köylü kadınların eylemi Osmanlı İktisat Tarihine “Tarak yağması”(*) olarak geçmiştir.
Uşak’ta yaşananlar tarihimize tarak yağması olarak geçse de bu eylemler geçim kaynağı elinden alınan kadının isyan ettiği zaman ne kadar kararlı ve mücadeleci olduğunu göstermiştir.
(*) Tarak, Dokuma makinesinde atkı ipliğini sıkıştırma gibi görevleri olan, yassı metal çubukların ya da tellerin eşit aralıklarla paralel yerleştirilmiş halı dokuma makinasının önemli parçası
Kaynaklar
- Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
- 199Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 2020