Search
Close this search box.

AYNI NÖBETTEYİZ

Tarihten biliriz cepheye çocuğu ile mermi taşıyan analarımızı. Bilimden, spordan, sanattan, siyasetten biliriz annelerimizin başarılarını.
10 Mayıs 2020
Göknur Merve ÖZER

Analık ilk çağlardan beri doğanın uyandığı bahar mevsimi ile özdeşleştirilir. Her bahar ayında toprak anaya ve doğaya bize verdiği nimetler için teşekkür edilir. Şölenler düzenlenir, kutlamalar yapılır.

Ana kavramı her çağda farklı şeyleri simgeler. Bazen doğurganlık olarak çıkar karşımıza bazen bereket bazense cesaret oluverir dikilir…

3 Eylül 2019…

Ana kavramı baştan aşağıya cesarete bürünüyor…

Diyarbakır’da bir anne HDP binasının önünde oturma eylemi başlattı.

Hacire Akar…

Hacire ana oğlunun PKK’lılar tarafından kaçırılıp zorla dağa götürüldüğünü söyledi. Buna yataklık yapanların kapısında korkmadan ve yılmadan bekledi evladını.“Evladımı almadan gitmem buradan” dedi, almadan da gitmedi.

Oğlunu aldı, diğer annelere de seslendi: Korkmayın! Alın evlatlarınızı!

HDP Diyarbakır il binası önünde birdiler, onlarca hatta yüzlerce oldular…

Hacire Ana’nın yaktığı cesaret meşalesi Türkiye’de ses oldu.

Sadece HDP binası önünde değil, oldukları illerden ve ülkelerden katıldılar eyleme canlarını almak için.

Annelerin ismi değişti ama istekleri hep aynıydı.

“Başlarım sizin Kürdistan davanıza, size verecek çocuğumuz yok” sözleriyle büyüdü cesaretleri.

HDP milletvekilleri görmezden geldi onları. Bazen tehdit bazen de hakaret ettiler annelere. Sadece HDP milletvekilleri mi? İttifak ortakları da annelerin değil HDP’nin yanında saf tuttu. Çocuklarını dağa kim götürdüyse onlardan hesap soruyordu Diyarbakır anneleri. Anaların HDP’ye isyanından, haykırışlarından rahatsız olup “Gidin devlet kapısında arayın çocuklarınızı” karşılığını verdi muhalefet, adres saptırdı. Para aldıklarını iddia eden de oldu, tiyatro diyen de. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba haddini aşarak analık haklarını sorgulamaya kadar vardırdı işi. Annelerin yanında CHP ve İyi Parti yoktu ama çocuklarını şehit veren anneler oradaydılar. Kadınlar, gençler, öğretmenler, avukatlar, vatanseverler oradaydılar. Vatan Partisi, Ak Parti, MHP oradaydı.

Evlat nöbeti tutan annelerin birleştirici tavrına karşın onları ötekileştirmeye çalışıp karşısına cumartesi annelerini koymaya çalışanlar dahi oldu.

Onlar yılmadı, korkusuz birer savaşçı gibi evlatlarını geri alacaklarının inancıyla nöbet yerlerinden bir an olsun ayrılmadı.

Başkalarının yürekleri Selahattin Demirtaş için çarparken Türk Milletinin yüreği o annelerle çarptı, Türk Milleti birleşti ve kenetlendi.

Yaz kış demeden oradaydılar ve hala oradalar. Bugün nöbetin 251’inci günü.

Kışın o zorlu koşullarda “kar da yağsa fırtına da kopsa evlatlarımızı almadan gitmiyoruz” diye haykırdıkları direnişlerini sürdürüyorlar.

Çoğu anne PKK’yı yendi, evladına kavuştu.

Bina önünde kurdukları çadırda evlatlarını bekliyorlar. Evladına kavuşan anneler ise nöbete devam ediyor, desteklerini sürdürüyor.

Anneler gününden beklentileri ise evlatlarının dönmesi.

Hacire ana, Hatice ana ve nöbet tutmaya devam eden bütün analarımız…

Biz sizinle aynı nöbetteyiz.

Öyle gür çıktı ki sesiniz, okyanus ötesini titrettiniz.

Öyle büyüktü ki özleminiz, tehditlere boyun eğmediniz, caydırmaya çalışanlara itibar etmediniz.

Öyle güçlüydü ki talepleriniz, 10 yaşındaki oğlunuzu kaçıran PKK’yı, 15 yaşındaki kızınızı kandıran HDP’yi ezdiniz.

Bugün Anneler Günü.

Bugün en çok sizin gününüz.

Evlatlarınızın yerine koyun bizi. Türkiye’nin dört bir yanından kızlarınız, oğullarınızız. Sizi sevgiyle, saygıyla, hasretle, umutla kucaklıyoruz.

Evladını bu vatan uğruna şehit veren annelerimizin ve evladı terör örgütünden kurtarmak için nöbet tutan Diyarbakır annelerinin, tüm kahraman annelerimizin günü kutlu olsun!

ANNELER GÜNÜ HEDİYESİ

Bugünlerde yine anneler günü temalı reklamlar dönüyor televizyonlarda ve internette…

Özellikle ön plana çıkarılan ve annelere alınması istenilen şeylerin başında ev eşyaları geliyor.

Anneler gününde akla ilk gelen şey nedense mutfak eşyası ya da beyaz eşya oluyor.

Bu aslında toplumun kadına olan bakışını da yansıtıyor.

“Anne mutfaktan çıkmaz, sürekli yemek yapar, temizliği anneler yapar”

“Bir erkeğe hediye olarak mutfak robotu alırsanız gülünç duruma düşersiniz ancak; annemizin ihtiyacı vardır” algısı yaratıyor bu reklamlar. Annenin yeri sadece mutfağa ve ev işlerine biçilmiş.

Ancak gerçekler pek de öyle değil.

Tarihten biliriz cepheye çocuğu ile mermi taşıyan analarımızı. Bilimden, spordan, sanattan, siyasetten biliriz annelerimizin başarılarını.

Annelerimiz reklamda gösterilen hediyelerin çok daha ötesinde.

Annelerimiz evlatları için yedi düvele meydan okuyandır.

Annelerimiz gözü kapalı savaşa mermi taşıyan, birer kahramandır.

Annelerimiz güneşi doğurandır.