Vatan Partisi Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeme taşıdığı Kadın Üniversiteleri hakkında açıklama yaptı.
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeme taşıdığı Kadın Üniversiteleri hakkında açıklama yaparak önerilen modelin kadın kafesi olduğunu belirtti. Ayvalı, her ülkenin kendi tarihsel süreçleri içerisinde, kendi toplumsal yapısına göre değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek, “Cumhuriyet Devrimi ile aydınlanmış Türkiye’nin ve özgürleşmiş Türk kadınının Kadın Üniversitelerine ihtiyacı yoktur.” dedi.
Ayvalı, Kadın Üniversitelerinin anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, böyle bir girişimde bulunulursa Danıştay’a dava açacaklarını ve bağımsız Cumhuriyet Yargısına güvendiklerini söyledi. Kadın Üniversitelerini açtırmayacaklarını vurgulayan Ayvalı, “Vatan Partisi’nin kadın kolları Öncü Kadın olarak, bugünden itibaren “Üniversiteli Kadını Kafese Koyamazsınız” kampanyası başlatıyoruz. Edirne’den Ardahan’a Türkiye’nin dört bir tarafındaki kadınları ayağa kaldıracak, Kadın Üniversitelerini açtırmayacağız. Partimize üye olsun olmasın bütün kadınları mücadeleye çağırıyoruz. Başta kadın örgütleri olmak üzere bilim dünyası örgütlerini, iş dünyası örgütlerini, gençlik örgütlerini, meslek odalarını, demokratik kitle örgütlerini birlikte hareket etmeye davet ediyoruz. ” çağrısı yaptı.
Açıklamanın tam metni:
G-20 Zirvesi için Japonya’ya giden Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Mukagawa Kadın Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada “Japonya’daki 80 kadın üniversitesini incelemek suretiyle ülkemde de bunun adımını atacağız” demiş, Ankara’daki 8.Uluslararası Öğrenciler Mezuniyet Töreni’nde ise konuyu tekrar gündeme getirerek YÖK Başkanı’na “Çalışmanı buna göre yap” talimatı vermiştir. Cumhurbaşkanı, Japonya’daki kadın üniversitelerini “Sadece kızlardan oluşan üniversite. Kreşten alınıp ilk-orta-lise-üniversite olmak üzere farklı bir yapı oluşturmuş durumdalar.” şeklinde tarif etmiştir.
Sayın Erdoğan’ın açıklamalarından anlaşılan odur ki; Türkiye’de açılması istenen Kadın Üniversiteleri sadece kadınların eğitim gördüğü üniversiteler olacaktır. Japonya’daki model de bu şekildedir. Ülkemizde, çeşitli üniversitelerin bünyesinde kurulan; kadınların karşılaştıkları her türlü sorunun en aza indirilmesi, ekonomik, sosyal ve siyasal alanda kadının konumunun yükseltilmesi amacıyla bilimsel çalışmalar yapan “Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezleri” kast edilmemektedir. Kadın Üniversitelerinin; kadınlara özel tıp, hukuk, mühendislik, edebiyat, tarih, sanat, fen, uzay bilimleri, spor eğitimleri veren kurumlar olması planlanmaktadır.
1900’LERİN JAPONYA’SINDA DEĞİLİZ
Kadın Üniversiteleri, 1900’lü yılların başlarında Japonya’da karma üniversite teklifinin kabul görmemesi nedeniyle, kadınların da yükseköğrenim alabilmesi için kurulmuş, sonrasında ise karma yükseköğretim kurumları açılmıştır.
Japonya’da faaliyet gösteren “kadın üniversiteleri” incelendiğinde, bu kuruluşların daha çok geleneksel olarak kadınlara atfedilen konularda eğitim verdiği görülmektedir. Şu anda 21. yüzyıldayız ve akademik olarak erkeklerin başarılı olup da kadınların başarısız olduğu bir dal bulunmamaktadır. Bu üniversitelerin amacının kadını belirlenmiş meslek alanlarına hapsetmek olduğu açıktır.
1900’lü yılların başında değiliz ve Japonya’da yaşamıyoruz. Cumhurbaşkanını 2019 Türkiye’sine bakmaya davet ediyoruz.
Dünyada mevcut Kadın Üniversitelerinin hangisine bakılsa, o ülkenin kendi tarihsel süreci içerisinde, kendi geleneklerine, kendi mitlerine dayalı gerekçelerle açıldığı görülecektir. Oysa Türkiye, Atatürk Devrimleri ile birlikte halkın kulluktan çıkıp birey olduğu, kadın-erkek ayrımının ortadan kaldırıldığı büyük sıçramayı yaşamıştır. Ve tarihsel olarak da 21. yüzyılda kadına ayrı bir eğitim alanı açmanın hiçbir gerekçesini bırakmamıştır.
Cumhuriyet Devrimi ile aydınlanmış Türkiye’nin ve özgürleşmiş Türk kadınının Kadın Üniversitelerine ihtiyacı yoktur!
İLKOKULDAN ÜNİVERSİTEYE KARMA EĞİTİM
Cumhuriyetin ilanının hemen ardından 1924’te kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile ilköğretimde, 1926’da ise orta öğretimde karma eğitime geçilmiştir. 1973 yılında çıkarılan Milli Eğitim Temel Kanunu hala yürürlüktedir. Türk milli eğitiminin genel amacı Türk milletinin bütün fertlerini kapsar. Kadın-erkek ayrımı yoktur. İlgili kanunun 4. maddesinde açıkça belirtilmektedir ki; “Eğitim kurumları dil, ırk, cinsiyet, engellilik ve din ayrımı gözetilmeksizin herkese açıktır.” Yine aynı kanunun 8. maddesine göre “Eğitimde kadın, erkek herkese fırsat ve imkân eşitliği sağlanır.” 15. maddede de karma eğitim esası vurgulanmaktadır. 2000-2001 öğretim yılında tüm okullarda karma eğitim zorunlu hale getirilmiştir. Dolayısıyla, Cumhurbaşkanının açıklamasında “Kreşten alınıp ilk-orta-lise-üniversite olmak üzere farklı bir yapı” şeklinde ifade ettiği yapının hayata geçirilmesi mümkün değildir. Cumhurbaşkanı imkânsızı istemektedir. Yine açıklamasında vurguladığı kız liseleri ise karma eğitime geçişte bir ara formüldür ve işlevini tamamlamıştır.
KADIN ÜNİVERSİTESİ Mİ KADIN KAFESİ Mİ?
Türk kadını bu topraklar üzerinde onurlu ve başı dik bir biçimde erkeklerle birlikte yaşayabiliyor, okuyabiliyor, çalışabiliyor.
Toplumu kadın ve erkek diye ortadan ikiye bölemez, kadınla erkek arasına duvar öremezsiniz. Üniversiteli kadını kafese koyamazsınız.
Uyarıyoruz: Böyle bir girişim Türkiye için çıkmazdır. Ak Parti, çıkmazı temsil etmekte ve dayatmaktadır.
Ayrı üniversitede fen bilimleri eğitimi almış kadınlar için kadın laboratuvarları mı yapacaksınız?
Ayrı üniversitede hukuk eğitimi almış kadınlar için kadın mahkemeleri mi kuracaksınız?
Ayrı üniversitelerde mühendislik eğitimi almış kadınlar için kadın fabrikaları mı açacaksınız?
Bunlar da yetmeyecek, kadın kentleri mi inşa edeceksiniz? İsteyen kadınlar gidip sadece kadınların yaşadığı kentlerde yaşasınlar diyebilecek misiniz?
Kadın siyasetçiler için ayrı partiler, kadın yöneticiler için ayrı devlet mekanizmaları mı oluşturacaksınız?
Sayın Cumhurbaşkanı ne önerdiğinin farkında mıdır? Önerilen şey, kadın üniversitesi değil kadın kafesidir. Kadını da erkeği de aşağılayan, onlara farklı anlamlar yükleyen ve insan olarak değersizleştiren bir anlayışın ürünüdür. Kadın ve erkeği ayrı ortamlarda okutan anlayış, bütün erkeklerin kadınlar için tehlikeli olduğunu varsayar. Buna kadınlar kadar erkeklerin de karşı çıkması gerekir.
Teşvik edilmesi gereken, kadınların ayrı üniversitelere değil, en iyi üniversitelere gitmesidir. Tam da nu noktada belirtmek gerekir ki; Dünyanın en başarılı üniversiteleri arasında Kadın Üniversitelerinin adı geçmemektedir. En iyi üniversiteler, yalnızca erkeklerin hakkı değildir. Bu hak, kadın-erkek bütün vatandaşlarındır.
İlkokulda, ortaokulda, lisede erkeklerle birlikte öğrenim gören kadınların üniversitede ayrı eğitime tabi tutulması hayatın olağan akışına aykırıdır. Eğer istenen, ilkokuldan üniversiteye kadar sadece kadınların eğitim alacağı yapılar ise buna asla izin verilmeyecektir. Kaldı ki, ayrı üniversite eğitimi çalışma hayatının ve toplumsal düzenin de buna göre yeniden şekillendirilmesi demektir. Ve bu yolun sonu çıkmaz sokaktır.
Başta kadın ve erkek olarak insanları ikiye bölmek, sosyal yaşantıda yapay ayrımlar oluşturarak toplumu parçalamak, sonrasında ise Kadın Üniversitesine giden ve karma eğitimi tercih eden kadın olarak kadınları ikiye bölmek tehlikeli sonuçlar doğuracaktır. Söz gelimi; karma eğitim veren herhangi bir üniversitede meydana gelen taciz olayında “Kadın Üniversitesine gitseydi” denecek ve “rızası olduğu” söylenecektir.
BOŞ BİNALAR DİKERSİNİZ
Sayın Erdoğan, toplumumuzu yeterince tanımamaktadır. Türkiye’de Kadın Üniversiteleri kurmak isteyenler ancak ve ancak boş binalar dikerler. Türk kadını; kendisini izole eden, insanlarla ve hayatla bağlarını koparan, dolayısıyla gelişmesini engelleyen bu üniversitelere itibar etmeyecektir.
KADINLARIN VE GENÇLERİN GERÇEK SORUNLARINA ODAKLANALIM
Ülkemizde kadınların ve gençlerin bambaşka sorunları mevcuttur. Üniversitelerimizin ve eğitim sistemimizin bambaşka dönüşümlere ihtiyacı vardır. Bütün kadınlar istediği üniversitede istediği eğitimi alma hakkına sahipken sadece kadınların kabul edileceği üniversiteleri gündeme taşımak kabul edilebilir değildir. Türkiye’yi yönetenlerin esas gündemi; bilimsel eğitimin geliştirilmesi, eğitim sisteminin günün ihtiyaçlarına uygun olarak ve Atatürk Devrimleri ışığında kamucu bir anlayışla düzenlenmesi, gençlerin geleceksizlik kaygısının giderilmesi, üretim atılımı ile refahın sağlanması, kadın okuryazarlığının artırılması, kadının işgücüne katılımının artırılması, yaşamın her alanında kadın-erkek eşitliğinin sağlanması vb. olmalıdır.
Bu sorunlar gün gibi ortadadır ve Kadın Üniversiteleri sorunları yalnızca derinleştirmekte, Türkiye’yi yepyeni bir sorunlar yumağına sürüklemektedir.
Kadınıyla erkeğiyle Türk milleti bu dayatmayı kabul etmeyecek, kadını kafese koydurmayacaktır.
YAPTIRMAYACAĞIZ
Kadın Üniversiteleri, Anayasanın eşitlik ilkesine de açıkça aykırıdır.
Vatan Partisi olarak, Cumhurbaşkanlığı ve YÖK böyle bir girişimde bulunursa konuyu yargıya taşıyacağımızı ve Danıştay’a iptal davası açacağımızı ilan ediyoruz. Bağımsız Cumhuriyet Yargısına güveniyoruz.
Vatan Partisi’nin kadın kolları Öncü Kadın olarak, bugünden itibaren “Üniversiteli Kadını Kafese Koyamazsınız” kampanyası başlatıyoruz. Edirne’den Ardahan’a Türkiye’nin dört bir tarafındaki kadınları ayağa kaldıracak, Kadın Üniversitelerini açtırmayacağız. Partimize üye olsun olmasın bütün kadınları mücadeleye çağırıyoruz.
Başta kadın örgütleri olmak üzere bilim dünyası örgütlerini, iş dünyası örgütlerini, gençlik örgütlerini, meslek odalarını, demokratik kitle örgütlerini birlikte hareket etmeye davet ediyoruz.