Vatan Partisi Öncü Kadın MYK üyesi Avukat Zühre Genişel, kadın cinayetlerine karşı topyekûn bir mücadele başlatılması gerektiğini belirtti. Yasaların etkin kullanılması gerektiğini söyleyen Genişel, “Eğitim ve kalkınma seferberliği” uygulanmasını istedi.
Ayşegül Aktürk reddettiği komşusu tarafından bıçaklanarak, Carmen Florentina Aydoğan sokak ortasında tabancayla vurularak öldürüldü. İrem Bahçe “töre cinayeti”ne kurban gitti… Aleyna Çakır‘ın intiharının altından ise sevgilisi çıktı…
Son günlerde “kadın cinayetleri” yine gündeme geldi. Önüne geçemediğimiz kadına şiddet ve cinayet olaylarının çokça nedeni olduğu gibi, çözümü için de rota belli. Vatan Partisi Öncü Kadın MYK üyesi Avukat Zühre Genişel, kadının korkmadan mücadele etmesi için topyekûn bir “eğitim ve kalkınma seferberliği” başlatılması gerektiğini söyledi. Genişel, ekonomik özgürlüğün önemine dikkat çekerek, 6284 sayılı kanunun daha iyi anlatılmasını istedi. Genişel’e göre Aile Bakanlığı’nın mücadelenin lokomotifi konumunda olmalı.
KORUMA SÜREKLİ OLMAZ KORKUSU
Genişel, olayın adli boyutunun 6284 sayılı kanunun etkin uygulanması ve sıklıkla denetlenmesi ile çözülebileceğini ancak siyasi iradenin, Adalet ve Aile Bakanlıklarının ayrıca bu meselenin temelden çözülmesi ile ilgili daha aktif rol alması gerektiğini söyledi. Genişel, kadınların haklarını bilmediği için korktuğunu belirterek, “Kadın polisi-jandarmayı arayınca olayın adli boyuta döneceğinden korkarak “e ben tekrar kocamla geçineceğim, ilişkiyi devam ettiricem” diyor ve bu korumanın nihai olamayacağını düşünüyor” örneğini verdi.
SADECE UZAKLAŞTIRMA KARARI YOK
Kanunun sadece uzaklaştırma kararından ibaret olmadığını söyleyen Genişel, şöyle konuştu:
“Kaymakama başvurduğunuzda geçici korunma ve maddi yardım sağlıyor, kreş imkânı ve rehberlik danışmanlık veriliyor. Kadın haklarını bilirse eyleme geçer. 6284 sayılı yasa kadını kapsamlı şekilde koruyor. Kadın uzaklaştırma kararı verilirse 3 ay sonra ne yapacağı kaygısını güdüyor. Şiddet mağdurunun ihbarı üzerine başka delil aranmaksızın tedbir uygulanması mümkün. 6284 sayılı kanun kapsamında şiddet mağdurun sıkıntısını çözmek adına nafaka kararı verilmesi gibi içerikler de var. Çocuklar da anneyle korunuyor.”
EĞİTİM OKUL ÖNCESİNDE BAŞLAMALI
Kadına şiddet ve cinayetlerle derinden mücadele edilmesi gerektiğini dile getiren Genişel, şöyle sürdürdü:
“Mücadelenin çocuk yaşta başlaması gerekiyor. Okul öncesinden yaşa uygun yöntemler bulunabilir. Videolar, kitaplar ve çizgi filmler gibi… Kadın ve erkeğin eşit olduğu, cinsiyetlerin değil bireyin olmanın önemli olduğu vurgulanmalı. Çocuk böylece kendi ailesinde de bu yanlışları görebiliyor. Yanlış ve doğru arasında kıyas yapması mümkün olabiliyor. Ayrıca, ders kitapları incelenmeli, eşitliği zedeleyen metin ve resimler değiştirilmeli.”
AİLE BAKANLIĞI’NIN ÖNÜNDEKİ GÖREVLER
Topyekûn eğitim ve kalkınma seferberliği ilan edilmesi gerektiğini söyleyen Genişel, “Erken yaşta evlilikleri önlemek ve kültürel mücadele çok önemli. Erken yaşta evliliklerde birey olamayan kadın kendini de savunamıyor. Cinsel ve ekonomik şiddet ortaya çıkıyor” dedi. Genişel, Aile Bakanlığı’nın çalışmalarının daha faydalı olması, “Demokratik kitle örgütleriyle düzenli toplantılar yapılmalı, çalışmalar neticesinde elde edilenler şeffaf şekilde paylaşılmalı, denetlemeler yapılmalı, daha diyaloğa açık bir mücadele yürütülmeli” önerilerinde bulundu.
Öte yandan İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre 2020 yılının ilk 5 ayında kadın cinayetlerinde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 35 oranında düştü.
ARAYIN!
Şiddet tehlikesi hisseden ya da gören kişi telefonla 155- 156- 183 numaralarına ihbarda bulunabilir. Ya da telefonuna ‘KADES’ adlı uygulamayı indirerek yardım talep edebilir.
MEDYAYA ÖNERİ: SADECE OLAYI VERMEYİN HAKLARINI DA YAZIN
Avukat Genişel, kadın cinayeti ve şiddete ilişkin medyanın tavrını eleştirdi. Haberlerin şiddeti önlemeye değil normalleştirmeye yaradığına değinen Genişel, “Medya çaresizlik durumu yaratan şiddet merkezi halinde. Şiddetle mücadele eden ve sonlandırılması gerektiğine değinen bakış açısıyla haber yapılmalı. Şiddet görüntülerinde hiçbir filtre uygulanmıyor. Böylece izleyen için bu durumlar anormal olmaktan çıkıyor. Görüntüler küçük yaşta çocuklar tarafından da izleniyor” dedi.
Genişel’in medya mensuplarına somut önerisi şöyle: “Kadını çaresizliğe sürükleyen haberlerden ziyade hakları dile getirilmeli. Haberde mutlaka kadınların neler yapabileceği, nerelere başvurabileceği de yazılmalı ki; şayet şiddet gören bir kadın yazıyı okuyorsa haklarını bilsin ve ona göre yol izlesin.”
CKD GENEL BAŞKANI OYGÜR: YASALARIN ETKİN KULLANIMI ŞART
Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, “Kadına şiddeti önleyici yasaların etkinlikle kullanılması önemli” dedi. Oygür, açıklamasında kadına şiddet sorununun tüm toplumu ilgilendirdiğine dikkat çekerek şöyle konuştu:“Kadınlığı üzerinden hedef olan kadındır; fakat bu sorunun yarattığı sarsıntı, kadınıyla erkeğiyle bütün toplumu kuşatmaktadır. Milletimiz ülkemizde yaşanan kadın cinayetlerini mahkûm etmekte ve önlemesi için devlet kurumlarının etkili çözümler üretmesini beklemektedir. 6284 Sayılı Kanun’un uygulama ve işlevselliğini artıran çalışmalar geliştirilmelidir. Emperyalist tahakkümün beslediği Ortaçağ karanlığı ve yaydığı kültürel yozlaşma, bu kökleri hala canlı tutmaktadır.
Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamış gözüken zengin Batı toplumlarında da şiddetin ve kadın cinayetlerinin yaşanmasının nedeni budur. Nihai çözüme, emperyalizmin beslediği feodal düşünce kalıplarının tümüyle yıkılarak kavuşulacaktır.
Ayrıca kadın ve erkeğin toplumsal yaşamda birbirine göre konumlarının, üretim ilişkileri düzleminde eşitlenmesi ve insanın özgürleşmesiyle ulaşılacaktır.”
KAMPANYA BAŞLATILDI
Genelde kadınlar için kullanılmasına alışık olunan ifadeler, sosyal medyada kadın kullanıcılar tarafından erkeklere uyarlanarak yeniden yazıldı. Günlerdir süren kampanya kapsamında #erkekyerinibilsin başlığı altında binlerce paylaşım yapıldı. Bazı paylaşımlar şöyle:
“Kocam isterse çalışabilir.”
“Bir erkeğine n güzel kariyeri, babalıktır.”
“Eve geldiğimde kocam yemek yapmamış olursa olay çıkar.”
“Şantiye kadın işidir. Ne işi var elinin hamuru ile erkeğin şantiyede.”
BELEDİYELER GÖREVLERİNİ YAPMALI
Belediyelerin sığınma evlerine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediğini söyleyen Genişel, Aile Bakanlığı’nın irtibat halinde olması gereken kurumlar arasında belediyelerin de olması gerektiğini belirtti. Genişel, “Mülki amirlik ile belediyelerin eş güdümlü çalışması belediyelerin bu konu ile ilgili daha aktif bir tutum içinde olması, kadına yönelen şiddete veya mağduriyete ilişkin gerekli tedbirleri alması gerekmekte. Kadınlara sosyal yardımlar konusunda daha duyarlı olması gerekiyor. Maalesef belediyeler bu konuda ellerindeki yetkileri kullanmamakta” dedi.
Genişel, kadınların barınma hakkına ilişkin şu bilgileri verdi: “Şiddet mağduru kadının barınacağı bir yer olmaması veya hali hazırdaki ikametinin korumaya elverişli olmaması halinde devlet eliyle kendisi ve çocukları için barınma olamadı sağlayan sığınma evlerinde barındırılmalı ve korunması mümkün. Ayrıca psikolojik destek ve sosyal hayata hazırlanması için gerekli rehabilitasyon hizmetleri de veriliyor. Yine bu durumda da maddi katkı sağlamadı mümkün devletin. Sığınma evinin başka bir yerde olması halinde oraya nakli de mümkün ayrıca kadının gerektiğinde bilgilerinin saklanması da mümkün.”